Geri dönüşüm için atan kocaman bir kalp

Geri dönüşüm için atan kocaman bir kalp

Yani Galici ile tanışın!

Tek başına 7,5 Ton Plastik atığı ekonomiye kazandırdı…

Ada’nın havası da suyu da insanı da bir başka… Bize bu duyguları hatırlatan kocaman yürekli bir adamla tanıştırmak istiyoruz sizleri: Yani Galici. Geri dönüşüme gönlünü koyan, eşi dahil etrafındakilerin, “Çöpçü müsün sen” demelerine aldırmadan plastik atıkları toplamaya devam eden cesur bir yürek. Yani Galici, modern toplumların doğa ve canlı dostu bilinçli birey idealinin yaşayan bir temsilcisi. Tam 9 yıldan bu yana çoğunluğu plastiklerden oluşan atıkları toplayarak çöp olmaktan kurtarıyor. Böylece hem doğamız hem de ekonomimiz kazanıyor. İşte Yani Galici’nin ilham veren hikayesi…

“İstanbul ve Burgazada aşığıyım”

Yani Bey öncelikle sizi tanımak istiyoruz. Geçmişten bu yana çalışma hayatınız ve ilgi alanlarınızdan bahseder misiniz?

1953 İstanbul doğumluyum. Eğitimimi Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun olarak tamamladım. İnşaat işleri ile uğraşırken aynı zamanda turizm rehberliği yaptım. Özellikle İstanbul’da tarih ve kültür dolu geziler icra ettim. Bu iki işi de aynı anda severek yürüterek bugünlere geldim. Çalışma hayatımın dolu dolu geçmesi şu anda Burgazada’da ve İstanbul’da sürdürdüğüm yaşamıma ayrı bir imkan da sağladı. Kendimi İstanbul ve Burgazada aşığı olarak tanımlayabilirim.

Şu anda İnşaat Mühendisliğine profesyonel anlamda devam ediyor musunuz?

Sadece proje çizimlerinde çalışıyorum. Bir ara Rami Kuru Gıda Sitesinde babamın ticari işlerini de yürüttüm. Toptancılık mesleği yavaş yavaş erozyona uğrayınca turizme ağırlık verdim. Yazları yaptığım iki etkinlik sonrasında şu anda uygun zamanım olduğundan kendimi çevre işlerine adadım, bir bakıma çevre ile nişanlıyım! Siz de beni bu aşamada buldunuz.

Her şey 9 yıl önce plastik kapak toplamakla başladı. O gün bugündür plastikleri geri dönüşüme kazandırıyor…

Kaç yıldır Burgazada da yaşıyorsunuz? Çevre ile ilgili çalışmalarınız nasıl başladı?

1980 yılından beri Burgazada’da yaşıyorum. Çevre konusu ile ilgili olarak 9 sene evvel Topkapı Sarayı’nda rehberlik yaparken genç bir turist gördüm. Elinde bir torba vardı. “Nedir o dedim?” Yunanlı genç “mavi kapak topluyorum” diyerek cevap verdi. “Hayrola bu kapaklar ne işe yarıyor?” dedim. “Biz bunları toplayarak Atina’da ihtiyacı olana engelli arabası almayı planlıyoruz” şeklinde yanıt verdi. Genç adamdaki büyük heyecanı fark etmemek mümkün değildi. Açıkçası yaptığı iş beni de heyecanlandırdı ve kendi kendime ‘ben de yapabilirim’ dedim. O günkü turist kafilesi İstanbul’da 3 gün kaldı. Ben onları ülkelerine uğurlarken genç arkadaşa bir bidon dolusu kapak verdim. Bunun üzerine epey şaşkınlık yaşayarak, kendilerinin bir bidon kapağı 1 haftada toplayamadığını, benim bu kısa sürede nasıl bu kadar kapak toplayabildiğimi sordular. O anda itibaren sağlam bir motivasyon ve kararlılık ile plastik kapak toplamaya başladım.

Anlayacağınız benim atık toplama maceram 9 yıl öncesine ilk etapta mavi plastik kapak toplama ile başladı. Toplama işine gönül verdiğimde bu sistemin nasıl işlediği hakkında da araştırma yaparak kendimi bilinçlendirdim. Bu toplanan kapakların nereye gittiğini araştırdım. İnsanlar kapak topluyorlar fakat bunları verecek bir yer bulamıyorlardı. Benim bu kapakları verecek yerim vardı. Engelliler Derneği’ni buldum ve daha bir organize ve motive oldum.

Süreç içerisinde Plastik ile ilgili bakış açınız nasıl değişti?

Plastiğin sonsuz kere geri dönüştürülebileceğini biliyordum. Sonuçta bu bir doğal kaynak ve az sayıda ve gramajda olduğunda ekonomik değeri düşük olduğundan insanlar rahatça etrafa atıyorlar. Bu malzemenin yeniden ekonomiye kazandırılması için nasıl katkıda bulunacağımı düşündüm. 3-5 kapak toplamak beni açıkçası tatmin etmeyecekti. Plastiğin hayat içinde sayısız alanda kullanıldığını çok iyi biliyor ve gözlemliyorum.

Gönüllü atık toplama işini nasıl yapıyorsunuz? Ailenizin bu çalışmanıza bakışı nasıl?

Burgazada’da günde yaklaşık 4 saatimi gönüllü olarak geri dönüşüm faaliyetime ayırdım. Her sabah 06.30 ila 08.30 saatleri arasında adada değişik noktalara giderek, çöp konteynırlarının içinde veya etrafında atılmış olan plastik atıkları topluyorum. Her gün adanın en az yarısını bu amaçla geziyorum. Sistem şu şekilde ilerliyor; atıkları çöpten kurtarmak ve dönüşüme katkı ve katılımlarını sağlamak. Plastiklerin yanında son iki senedir gazeteler ve değişik ambalaj kaplarını da toplayarak kendi depo alanımda ayrıştırıyorum.

“Sen çöpçü müsün?”

Tabii bu işe başladığımda eşim ve arkadaşlarım tarafından çokça eleştiriye maruz kaldım. “Sen çöpçü müsün?” diyenler de oldu. Ancak benim bakış açıma göre benim yaptığım bu işe herkes günde 5-10 dakikasını ayırsa Dünyamız daha güzel olacak. İlerleyen zaman içinde eşim ve yakın çevrem topladığım atıkları nasıl ayrıştırarak geri dönüşüme kazandırdığımı bizzat gördüklerinde onların da bakışları değişti ve şimdi herkes çok mutlu!

Görsel eğitim olarak benim yaptığımı görenlerin bilinçlendiğine inanıyorum. İnsanlara bire bir ziyaret ve anlatma ile bilinç aşılayamazsınız. Pencereden, yoldan, her hangi bir noktadan insanlar ne yaptığımı görüyorlar. Bence bu daha etkili bir yöntem… Sonuçta atıklarını konteynırın yanına ayrıştırılmış olarak bırakmaya başlayan ciddi bilinçli bir kesim var.

Adada yürürken insanların üzerinde bıraktığınız etkiyi gözlemleyebiliyoruz. İlerleyen dönemde bu konuda neler yapmayı planlıyorsunuz?

Benim uyguladığım görsel bir uygulamadır, bu adamın ne yaptığını araştırmak son derece ilginç geliyor insanlara. Evet, bu adam ne yapıyor? Bazı resimler vardır, hiç olmadığınız yerde bakıyorsun ve “bu adam ne yapıyor” diyorsun, sigara içiyor gibi görünüyor oysa altta daha farklı mesajlar vermektedir. İnsanlar üzerinde son derece olumlu etki yarattığımı görmek beni umutlandırıyor. Açıkçası önümüzdeki sene toplama ve ayrıştırma faaliyetimin daha da iyi olacağına inanıyorum. Bu işi yaparken bu atıkların para ettiğini hiç düşünmedim. Sadece gönüllülük esasıyla toplama işi yapıyorum. Ticari olarak da bundan hiçbir beklentim yok. Enteresan şeyler de yaşıyorum elbette. Adada dönüşüm işi yapan bir arkadaş yanıma geldi ve topladıklarımı görünce “benim senin gibi çalışan ekibim olsaydı tüm diğer adaları da kısa sürede atıksız yapardım dedi. Evet, bu işi bir para karşılığı olsaydı kesinlikle yapmazdım. Tabii ki içten içe kurnazca ‘acaba bu adam ne kazanıyor, ne için yapıyor’ diyenler de oluyordur mutlaka!

Yaşadığınız ilginç olaylar mutlaka vardır. Paylaşır mısınız?

Elbette var. Beşiktaş tribününde Caner Tükenmez isminde bir arkadaşım var. Maçta tesadüfen yan yana geldik, “ne yapıyorsun?” dedi. Caner Tükenmez, kapak toplayan bir arkadaşımdır. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde sıkıntısı olan noktaları buluyor ve kapakları verip, tekerlekli sandalyeler alıyor. Mesela Aydın’ın Söke ilçesinden gelen haber ve istek doğrultusunda kişiler tespit ediliyor, ihtiyacı olanlara 72 tane araba götürüyorlar ve dağıtıyorlar. Benden aldığı bir ton kapakla bir gün beni çağırdı ve Caner Tükenmez Beşiktaş ailesi adı altında bana bir plaket verdi.

Bir gün aile dostumuz bana telefon açıp “atık alüminyum gazlı içecek kutularının toplandığı yerleri biliyor musun?” diye soru sordu. Bende “nereden bu soruyu bana sorma ihtiyacı hissettiniz” dedim, O da “sen belki bilirsin diye” sordum dedi. Bir hafta evvel Vezneciler’de bir turistik turum vardı, eski Bizans kiliselerini gezdiriyordum. Aşağıya Vefa’ya doğru gittik, sonra da Zeyrek Cami’nin, Küçük Pazar’ın arkalarında bu alüminyum kutularını presleyen bir atölye gördüm. Yanıma aldığım kızı buraya götürdüm ve fotoğraflarını çektirdim, kız çektiği bu fotoğraflarla yarışmada birincilik ödülü aldı.

Geri dönüşüme ve çevreye gönül veren Yani Galici, yaptıkları ile örnek oluyor. Galici’nin izinden gidenler de atıkları doğaya ve ekonomiye kazandırıyor.

Dokuz yılda ekonomiye nasıl katkı verdiğiniz düşünüyorsunuz?

9 yıldan bu yana topladığım atıklar 7,5 ton civarında. Bunun 5 tonu plastik, kalanı ise kağıt. Bu işlemi 365 gün boyunca yazları Burgazada, kışları ise İstanbul Kurtuluş’ta gönüllü faaliyetimi sürdürüyorum. Kurtuluş’ta kışları zor olsa da bu işin sonunda sevgi var. Sevgi, sana inanacak adamlar bulmak. Şimdi bizim bina hizmetkarı da üç arkadaşı da atıkları ayırıyor. Bizim kahveciyi de örgütledim, devam ettiğimiz lokalin etrafındaki şişeleri toplayabiliyor. İnanamazsınız yaz günü gidiyorum, baktım içilen şişeleri kolilere koymuş. Sanki geri gönderecekmiş gibi. Kahvecinin bunu yapması kadar güzel bir şey olamaz.

Son sözünüzü alabilir miyiz?

Ben bu işi gönülle, sevgiyle yapıyorum. Şimdiye kadar 7,5 ton atığı ekonomiye kazandırarak çevreye de katkı veriyorum. Açıkçası bunu maddi beklentisiz yapıyorum. Ayrıca son olarak şunu söylemek istiyorum. Başkası benim için düşünsün zihniyeti çok yanlış. Ne yapacaksak, biz yapacağız, insanları yönlendireceğiz, onlara yeni düşünce ve hareket kanalları açacağız, onlar bizim belirlediğimiz kanalla istediğimiz noktaya gelecek. ‘Buraya suyu dök’ diyeceğiz, o suyu oraya dökecek. O su gidecek göl olacak ve sonrasında ortaya çıkan büyük işe şaşıracak. Benim suyum göl oldu diyecek. Olayımız bu olmalı…

Geri dönüşüm Gönüllüsü Yani Galici ile buluşmamıza aracı olan PAGEV Üyelerimizden Taka Danışmanlık firma sahibi İskender Azaroğlu ile de kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

Yani Bey’in çalışmalarını nasıl fark ettiniz? Plastik sektörünün bir bireyi olarak bu çalışmalarının önemini değerlendirir misiniz?

İskender Azaroğlu: Burgazada’da sabahları erken saatlerde yürüyüş yaparken Yani Bey’in konteynırlardan özellikle pet şişeleri ve galonları toplayıp ayrıştırdığını ve yolda beş-on adet pet galonla yürüdüğüne çokça rastladım. Haliyle biz de plastikçi olduğumuz için bu konu ilgimi çekti. Bir gün ne yaptığını sordum. O da bana neler yaptığını, dönüşüm için nasıl gayret gösterdiğini, çevredeki insanları bilinçlendirmeye çalıştığını, bu petleri bir yerde topladığını ve geri dönüşüm için farklı yerlere gönderildiğini anlattı. Yani Bey’in hikâyesinden çok etkilendim. Yani Bey bu konuda hep önayak oluyor ve tamamen gönüllü olarak yaptığı bir çalışma, maddi menfaati de yok. Her gün 4 saatini bu işe ayırıyor. Ümit ediyorum ki Yani Bey’in önayak olduğu bu çalışma Ada hayatında daha geniş kitlelere, gruplara ve halka yayılacaktır. İstanbul ve tüm Türkiye’ye yayılması en büyük beklentimiz.
Yani Bey’in yaptığı iş aslında çok basit bir iş ve bunu tek başına yapıyor. Oysa bu işi birçok kişi aynı anda yapsa Plastik Petleri konteynırın yanına koyup en azından bu şekilde geri dönüşüme yardımcı olabilse, çevreye ve ekonomiye önemli bir katkıda bulunurlar. Burada benim önayak olmamın yanı sıra üyesi olduğum PAGEV’in ve Geri dönüşüm İktisadi İşletmesi PAGÇEV’in çalışmalarını da çok etkileyici bulduğumu eklemeliyim. PAGEV zaten plastik sektöründe çok önemli bir marka. Ayrıca PAGÇEV’in önemli faaliyetleri de bu çalışmalarımıza ayrı bir değer katıyor.

PAGEV’in Geri Dönüşüm İktisadi İşletmesi PAGÇEV, Ambalaj Atıklarının Yetkilendirilmiş Kuruluşu olarak MUTLU BALIKLAR projesi ile kıyı sularında ve denizlerdeki yüzen atıkları ekonomiye kazandırıyor.


İlk Uygulama Büyükada’da yapılmıştı

Mutlu Balıklar, endüstri liderliğinde Avrupa Birliği ve Türkiye kıyı sularını temizlemeyi ve denizlerde yüzen atıkları 2020 yılına kadar azaltmayı amaçlayan bir projedir. Mevcut su üstü balıkçı trollerini ve yeni teknolojileri kullanarak, yüzen deniz atıkları toplanarak sınıflandırma ve geri dönüşüm yapılması için karaya getirilmektedir. Çoğu zaman çevre düşmanı olarak görülen plastik atıkların geri dönüştürülebilen ve değerli bir malzeme olduğunu anlatmak isteyen plastik üreticileri, PAGÇEV öncülüğünde Deniz Atıkları konusunda da öncü rol oynamaya devam ediyor. Balıkçıların av yasağı başladığında, denizlerdeki atıkları özel ağlarla temizleyeceği Mutlu Balıklar Projesi, ilk Büyükada’da start almıştı. Büyükada’nın ardından Türkiye çapında kirliliğin yaşandığı diğer denizlerde de temizlik harekatı devam etmektedir. Dünya genelinde atıksız denizler hedefi ile faaliyet gösteren Waste Free Oceans’ın WFO Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Başkanlığını PAGEV Başkanı Yavuz EROĞLU sürdürmektedir.

Etiketler

Sayfa başına dön