Yeni Dönemde, İSO, STK İşbirliği Daha Güçlü Olacaktır!

İSO Yönetim Kurulu Üyesi, İSO 33. Grup Plastik Ambalaj Sanayii Komite Başkan Yardımcısı ve TOBB Ambalaj Sanayi Meclisi Başkanı Mustafa TACİR: Yeni Dönemde, İSO, STK İşbirliği Daha Güçlü Olacaktır!

Ambalaj sektörü ile ilgili komite çalışmalarınızdan söz eder misiniz? Önümüzdeki süreçte sektörün hangi sorunlarını ele almayı düşünüyorsunuz?

Türkiye plastik sektörü yapısal olarak büyük sorunları olan bir sektör. İstanbul Sanayi Odası (İSO) 33. Meslek Komitesi olarak daha önce çalıştığımız arkadaşlarla birlikte birkaç yeni arkadaşımızı da ekibe dahil ederek proaktif bir çalışma izleyeceğiz. İstanbul Sanayi Odası bu yeni dönemde çok daha aktif bir rol alma niyetindedir. Özellikle İSO Meclisi içerisinde çeşitli çalışma grupları oluşturuluyor ve bu çalışma gruplarının aktif hale gelmesinden sonra çok daha hızlı birtakım kararlar alarak sanayimizin önünde bulunan sıkıntıların çözümü sağlanacaktır. Ayrıca komitelerin de üzerlerine çok büyük görevler düşmektedir. İSO 50'nin üzerinde komiteye sahip bir örgüt, bu komiteler çok değerli ve donanımlı arkadaşlarımızdan oluşmakta. Plastik sektörünün sıkıntılarını sizde PAGEV olarak yakinen biliyorsunuz. Bazı konularda müştereken bu konuları savunuyoruz. Genelde ambalaj sektörünün sorunları, son dönemlerde özellikle ambalaj atıklarının tekrar ekonomiye kazandırılması noktasında yer etmektedir.



Plastik poşetler konusunda yaşanan sorunlar ve diğer plastik atıklarla ilgili çevresel konularla ilgili neler söylemek istersiniz?

Hem ulusal, hem de uluslararası boyutta plastiğe karşı bir karşıt kampanya düzenleniyor. Çoğunlukla seçimler öncesi çeşitli ülkelerde popülist politikalar olarak ön plana çıktığı görülüyor. Normal şartlarda baktığınızda, plastiği şu anda ikame edebilecek başka malzemenin olmadığı açıktır. Plastik üretimi Dünya Petrol üretiminin yalnızca %5’ini oluşturmaktadır. Geri kalan %95'i dünyayı kirletmiyor mu? Her türlü plastik atıkların tekrar toplanması ve plastiğin bir ekonomik değer olduğu konusunda insanların daha çok bilgilendirilmesi gerekiyor. Toplumun ve kullanıcının biraz daha bilinçlenmesi gerekiyor.

Esnek Ambalaj sektöründen söz ederek sektörün sorunlarını anlatır mısınız?

Türkiye'deki plastik sektörünün kapasitif olarak neredeyse yarısını, ihracat ta da yine büyük bir bölümünü plastik ambalaj karşılamaktadır. Teknolojik olarak çok yeni teknolojiye sahip bir sektör olmasının yanında, kapasitif olarak da uluslararası boyutta çok rahat rekabet edebilir noktadayız. Katma değerli ürün anlamında tabii hammadde ile mukayese edip bir çarpanı mukayese gittiğinizde bir katma değer gibi algılanıyor ama bu proses içerisinde bir çok üretim safhasından geçiyor. Esnek ambalaj ürünler pahalı malzemeler ve işlemleri için çok hassas makineler kullanılıyor. Örneğin diğer sektörlerde 150-200 Bin Euro civarında bir makinanın bu sektörde 3 ila 3.5 Milyon Eurolara çıktığını görüyoruz. Katma değer derken, evet satış fiyatı anlamında ürünlerin biraz yüksek fiyatlara satıldığı gözlemleniyor ama kar marjı anlamında yüksek katma değer yarattığını da söyleyemem. İstanbul Sanayi Odası İlk 500 sıralaması da açıklanacak geçen ay açıklanan İkinci 500 sıralamasında fleksibıl ambalaj sektöründe olan firmaların cirolarını görürsünüz. Fleksibıl ambalaj sektörü ambalajın önemli bir parçası, sert plastikler ve diğer ambalaj sektörünün de tamamlayıcısı ve destekleyicisi konumundadır. Özellikle yeni ihracat rakamları yüzde elliye yaklaşmaktadır ki bu rakamlar gayet başarılı ve deneyimli bir sektör olduğunun da göstergesidir. İnşallah ileride çok daha farklı yerlere geleceğini ümit ediyorum. Türkiye hammadde üretimi anlamında maalesef zafiyeti olan bir ülke. Yalnız plastiklerde değil, her türlü hammadde de çok fazla dışa bağımlıyız. Dolayısıyla uluslararası rekabette bütün sektörlerin güçlenmesi için hammadde üretiminin de olması gerekiyor.

Yabancı firmaların ülkemizde yatırım yapmaları noktasında neler düşünüyorsunuz?

Özellikle bu konuda daha çok lisans sahibi, uluslararası boyutta üretimi olan Ar-Ge merkezleri olan firmaların Türkiye'ye rağbet etmelerini istiyoruz. İnşallah onlar da tercihlerini Türkiye’den yana kullanırlar. Bu şartları sağlayan firmalar ülkemize geldikleri takdirde bütün sektörlerde daha katma değerli ürünleri üretme imkanına sahip olacağız. Ar-Ge anlamında daha geniş kapsamlı çalışmalar yapmak mümkün olacaktır.

Sanayici olarak yeni dönemde devlet politikalarında sanayiciye yönelik ne tür çalışmalar yapılmasını beklersiniz?

Yeni bir sisteme geçtik dolayısıyla bu sorunuzu yapılanmadan sonra cevaplamanın daha doğru olacağını düşünüyorum ama genel anlamda tabii biz İstanbul Sanayi Odası olarak biraz önce bahsettiğim gibi meclisimizde çalışma grupları oluşturduk Çalışma Hayatı Grubu, Vergi Politikaları Grubu, Dış Ticaret Grubu, Pazar Denetim Kurulu, Sanayi İş birliği Kurulu gibi 14’e yakın kurul-komisyon oluşturduk. Mecliste bu komisyonda yer alan arkadaşlarım bu konularda çalışmalar yapacaklar.

Sanayicinin nerede olması gerektiği veya ihtiyaçlarının ne olduğu hususunda devletimizin yapılanmasına yardımcı olacağınızı düşünüyorum. Buradan çıkacak raporlar çok önemli olup hem Türk sanayisi için, hem de devletin yapılanması hususunda önemli bir veri olacağını düşünüyorum. Tabii ki sivil toplum örgütleri bu anlamda çok önemli. Zaten sivil toplum örgütleri devlete çok sıcak bakıyorlar. Bu konuda PAGEV olarak siz de gayet aktif gayet başarılı bir sivil toplum örgütüsünüz. İstanbul Sanayi Odası olarak sivil toplum örgütlerimiz ile daha çok dirsek temasında olmamız daha etkili sonuçlar doğuracaktır. İstanbul Sanayi Odası yeni yönetiminin de yeni dönemde; sivil toplum örgütleri ile iç içe çalışmalar ve projeler üretme niyetinde olduğunun altını çizmek isterim.

Sanayici kimliğinizin yanı sıra, Türkiye’nin en önemli STK’larında aktif görevler sürdürmektesiniz. Bu kadar faal olmanın zorluklarını ve keyifli yanlarını aktarır mısınız?

Tabii ki zorlukları var, nihayetinde bu tip çalışmalara gönül vermiş insanlarız. Her ne kadar profesyonel bir yönümüz de olsa, bunu ben şahsen bir vatan görevi olarak görüyorum. Nasıl ki bir dönem askerlik yapıyorsak, belli bir dönem de bu görevler bizlere tevdi edildiğinde ülkemiz için, üretim ve istihdamı artırmak için görevden kaçmamak gerekir. Yoksa burada bir beklenti içerisinde değiliz. Bu bir süreç ve bunu vatan görevi gibi yapacağız başka bir alternatifimiz yok. Birikimlerimizi de arkadaşlarımıza aktarmak durumundayız. Özellikle birikimli arkadaşlarımızı bu mecralara davet ediyoruz.

İş dünyamıza vermek istediğiniz mesajlarınızı paylaşır mısınız?

Özellikle meslektaşlarıma bol kazançlı işler diliyorum, sağlıklı ve afiyetle kazasız belasız çalışma yılları diliyorum. Sektörümüzde ufak işletme sayısı son derece fazla olup sektörün rekabet gücünü arttırma adına mümkün olduğu kadar küçük ve orta işletmelerin kendi içinde birleşmesini veya proje partnerliği ile ortak bir sermaye oluşumu içerisinde girmeleri, stratejik ortaklıklar yapmaları sektörü daha da güçlü kılacaktır. Eninde sonunda, bu birleşmelerin yakın zamanda olmasa bile orta vadede olacağına inanıyorum. Sonuçta bu kaynaklar hepimizindir. Ülkemizin kaynaklarını doğru kullanarak geliştirmenin önemini de anlamamız gerekiyor. Her biri gayet tabii ki, bir alın teri ile var olmuş yapılar, insanlar kendi alın terlerinin kıymetini çok daha iyi biliyorlar.

Artık dünya biraz da paylaşım ekonomisine dönüyor. Bireysel güçlerin çok da bir şey ifade etmediği bir döneme giriyoruz. Birlikte hareket etmenin sektörü daha da güçlendireceğine inanıyorum. Gözlemlediğim konulardan bir tanesi de şu; kapasitif olarak büyük bir kapasiteye sahibiz ama plastik sektörü kapasite kullanım oranlarının maalesef çok düşük olduğunu görüyoruz, özellikle fleksibıl sektöründe. Dolayısıyla burada kaynaklar israf edilmesin diyorum. Mümkün olduğu kadar ve üretebileceğimiz kadar yatırım yapalım. Bunları iyi planlayalım, şu anda bir arz fazlası söz konusu. Bu da doğal olarak kaynakların israfına sebep oluyor. Meslektaşlarımın bu konuya hassasiyetle dikkat etmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Ayrıca en önemli konularımızdan bir de insan kaynağıdır ve bu konuda sürdürdüğü çalışmalardan ötürü PAGEV’e teşekkür ediyoruz. PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri sektörün eleman ihtiyaçlarını gidermek amacıyla kurulmuş olan önemli yapılar. Bunları daha da arttırmamız lazım. Sektörün insan kaynağı ihtiyacının; kısa, orta ve uzun vadede somut rakamlarla tespit edilmesi ve bu rakamlar ışığında çalışmalar yapılmasının da kaynakları doğru kullanma noktasında gerekli ve önemli olduğunu düşünüyorum.

Etiketler

Sayfa başına dön